17 Şubat 2014 Pazartesi

Caprice Gold Maldives & The Wolf of Wall Street


Merhaba,

İş aramaktan ve aranmamaktan bunalmış bir halde gene karşınızdayım. (kimi kandırıyorum kimse okumuyor)
Neyse ben gene de yazıp içimi dökeyim bari. Bu aralar zenginlik - fakirlik, para, mutluluk konularına çokça kafa yormaktayım. Kendime uygun iş aramanın verdiği bir bezginliğin yan etkilerinden olsa gerek... Ve de izlediğim reklamlar ve filmlerden etkilenme..
Malumunuz parayı ikinci plana atma ve mutluluğu başka şeylerde arama taraftarıyım. Tabi parasız olunca da düşünülen tek şeyin para olduğunun da farkındayım. bkz. zenginin malı züğürdün çenesini yorar. Ama geçen sene yazdığım yazılardan birinde bahsettiğim üzere aslında en büyük mutluluklar dört duvar + çatı altında değil, açık hava + güneş/yıldız altında yaşanıyor kanımca. 

Hazır dünyadan kopup uzaya gitmişken beni rahatsız eden ilk konuya gelelim. İlk 7 AY'lı otel Caprice Gold Maldives Müslüman aleminin beğenisine sunulmuş. Şimdi rezervasyon yaptırırsanız 10 günlük tatili 5,5 milyara kapatabiliyorsunuz!!! Kadınlar ve erkekler için ayrı plajlar ve hatta aileniz için ayrı bir şekilde kiralayabileceğiniz adalar düşünülmüş. Hepsi de dünya nimetlerinden elini eteğini çekip tasavvuf aşkıyla yanıp tutuşup çile doldurması has ibadetin gereği sayılan Müslüman kardeşler için düşünülmüş. Ne mutlu sizlere. Artık yabancı erkeklerin istek dolu bakışları üstünüze yapışan haşemanızın üstünde olmadan siz de bikinilerinizle güneşin tadını çıkarabileceksiniz. Kaymak tabaka Müslüman olmak da bir ayrıcalık azizim.



Beni bu derin düşüncelere gark eden diğer şey ise The Wolf of Wall Street filmi oldu. Filmi izlemediyseniz okumayın bu paragrafı spoiler olmasın. Şimdi filmde hırslı bir Wall Street borsa broker'ı görmekteyiz. Aldığı tavsiyelerle daha da hırslanıp piyasaların çöktüğü o 'Black Friday'e kadar gayet güzel işinde ve gücünde olan bir karakter görmekteyiz. Black Friday ile küçük bir darbe alsa da %50 komisyon veren Penny Stock'ları satmasıyla tekrar düze çıkıyor ve kendi şirketini kurup genişletiyor sevgili Leo. Izletirken öğretme ve ders verme amacı güden sevgili Holivud tabiki işleri ters yüz edip salıyor FBI'yı üstüne işleri bozulma noktasına geliyor. İşte burada kritik nokta, Leocan şirketinin soruşturmaya uğramaması adına işi arkadaşlarına bırakıp arka planda yönetmekle şirketin başında kalıp soruşturmaları savuşturma arasında kalıyor. Ve hırsına yenik düşüp birinci seçenekte karar kılıyor tabiki. Olaylar bundan sonra kopuyor ve tabiri caizse boka sarıyor. Elindeki her şeyi, arkadaşlarını ve ailesini kaybediyor. Fakat film mantıklı bir şekilde bitiyor çünkü bu kadar zeki bir adam tabiki çulsuz kalmıyor tüm bu süreci çeşitli showlarla 'sell me this pen' gibi sorularla satıyor.

İşte böyle. Para = mutluluk değilmiş, satın alınamayan şey hala çok bu kapitalist dünyada.

Dün ise bu videoyu gördüm ve yorum yapamayacağım galiba.

http://www.youtube.com/watch?v=H3hskbuFtVI