31 Ocak 2014 Cuma

job hunt


Eveeet geldik mi okulun rahat ve bilindik ortamı sınırlarının dışına..
Burası gerçekten çok pis iğrenç sakın gelmeyin benden söylemesi.
Tez dolayısıyla uzattığım öğrenim hayatım (resmiyette olmasa da) bitmiş bulunuyor. Çok kötü boşluktayım ve bunalımdayım. Ekonomik olarak babama bağımlı olmak artık canımı sıkıyor ve eğitimim bir işe yaramasını gerçekten istiyorum artık. Ama gün geçtikçe de farkediyorum ki
aldığım dersler yazdığım essayler citation yapmayı öğrenmem ve asistanlıklarım ancak akademi dünyasında değerli. Gerçek hayatta gerçekten her şey, iyi ingilizce seviyesi, MS Office uygulamalarında yetkinlik ve minimum 2 yıl İŞ TECRÜBESİ'ne indirgeniyor. Hakkaten nedir bu iş tecrübesi kuzum? Her iş yeri bunu isterse yeni mezunlar napsın? Bu nasıl yaman bir çelişkidir?? 
Hocama güvenerek yola çıkmak istiyorum ama onun da başındaki işler gerçekten çok fazla. Benim kariyerimi planlamaktan çok çok daha fazla. 
Bugün kariyet.net'ten enerji anahtar kelimesiyle iş aratma gafletinde bulundum. Tabiki aranan insanlar mühendis ve iş tecrübesi olan tipler. Yani bende olmayan iki meziyet. Çok moralim bozuk. 
Arkadaşlarım da senin işin yurtdışında burada değerini anlamazlar dedi. 2 ay BARÇA'ya gidip araştırma yapma fırsatını da hem işe hem kedilere bakma için teptim. İyi mi kötü mü ettim zaman gösterecek ya da hiç bilemeyeceğim...
Bazen gerçekten yukardaki fotoğraftaki gibi hissediyorum. Kendimi herkesten & her şeyden izole de etsem bi aksilik beni bulacak gibi. Murphylik daim azizim. Acaba 5 yıl sonra nerede olacağım? Kariyer basamaklarını mı tırlanmış olacağım, yoksa belirsizlik için de mi olacağım? Hayır lütfen ilk seçenek olsun. Bir enerji düşünce kuruluşunda proje takımında olayım. Birikimlerimi kullanayım, makale yazayım, Dünya'yı daha yaşanası bir yere dönüştüreyim. Böyle desem de bugün çaresizlikten Shell'in işe alım sistemine bile kayıt oldum :( 
Ben böyleyken sevgili olan bir çift arkadaşım Fransa'da doktora yapıp yepyeni iş fırsatlarının önünü açtılar. Aslında Türkiye'de mis gibi işleri olmasına rağmen. Galiba işin sırrı mühendis ya da excel gurusu olan işletmeci olmaktan geçiyor. Çok yazık gerçekten. KPSS'ye girsem Ankara'da yaşamak istemiyorum. Özel sektör desen herkes uzak dur çok pis bir yer diyor.

İş arama sürecimin aynı zamanda hayatın anlamını kavrama ve sorgulama dönemim olacağını gerçekten tahmin etmemiştim. Önümde sınırsız fırsat hem var hem yok gibi. Belki gerçekten de geçiçi bir iş olacak ilk bulduğum. Ama gene de düşünmeden edemiyorum, ya nasıl başlarsam öyle giderse?? Ben ne istiyorum ve ne istemiyorum? Aslında sorular bu kadar basit. Galiba işyerimde gülümseyebilmek istiyorum ve bir fark yaratabildiğimi hissetmek istiyorum. Amacın sadece patronun cüzdanını daha da şişirmek olduğu bir dünya bana göre değil. Peki bu idealizmimi ne kadar bir süre devam ettirebileceğim? Acaba ben de bir arkadaşımın yaptığı gibi Doğu Asya'ya mı gitmeliydim? Orada da Avrupa'daki gibi kendi ülkelerinden olmayanlara iş vermeme politikası gütmekteler. Hayat çok acımasız, soğuk ve zalim, Rafet El Roman'nın belirttiği üzere..

Neyse kendimden bile çok sıkıldığım şu zamanlarda daha fazla yazmak gelmiyor içimden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder