Hiyaaa sonunda iş buldum ya da iş beni buldu. Sonuç itibariyle 1 eylül 2014 günü itibariyle bende çalışan kategorisine resmi şekilde girmiş bulunacağım a dostlar.
Şubat ayında tez teslimimle başlayan stresli olduğu kadar beni sorgulamalardan sorgulamalara iten süreç sonunda nihayete erdi. Proje asistanlığı, o sırada yapılan kariyer.net, linkedin, yenibiriş başvuruları, tanıdıklar sayesinde haber alınan tekliflerle geçen 4 koca ay. Zaten ortalama 6 ay içinde iş buluyor insanlar demişlerdi ve sanırım bende bu istatistiği onaylayan bir grafik çizmiş bulundum.
Özetle Sabancı Üniversitesi'nin uluslararası ilişkiler ofisinden bir türlü gelmek bilmeyen cevabı karşılığında attığım mail akabinde taaa proje asistanlığımın başlangıcından itibaren çalışmayı kafama koyduğum yer olan İstanbul Uluslararası İklim ve Enerji Merkezi'nde görüşülme için çağırıldım. Zira ofisin seyahatleri dolayısıyla değerlendirme süreci aksamıştı. Neyse. Her şerde bir hayır vardır dedik. Dedik de yurtdışında olup hemen mülakata gidemeyeceğimi hesaplamamıştım. Neyse bir kolaylık yapıp ben döndükten iki hafta sonraya mülakat tarihi verdiler. Pazartesi gittiğimde meğer kariyer'deki mail adresime bugünün iptal olduğuna dair bir mail geldiğini öğrendim. Yerine gireceğim kızla konuştum bende, kendisi master tezini yazmak ve akademik kariyer yapmak adına işi bıraktığını söyledi. İşi de baya kötüledi, çok stresli olduğunu bir yıldır doğru düzgün tatil yapamadığını, komferans dönemindeki yoğunluklarını vs anlattı. Gerçekten bir kişinin üstesinden gelebileceğinden çok daha ağır işler olduğunu anlayıp tırstım. Sonraki gün patronumöa konuşup bir ekip kurulacağımı öğrenince biraz rahatladım ve işe ısındım. Bu pozisyona başvuran diğer üç kişiden biri de arkadaşım çıkmasın mı :) murphy kızı çizgimden çıkıyor muyum ne allahım ne mesudum çok şanslıyım derken tabiki olan olmaz mı olur. Sonraki gün oryantasyona gidip işi öğrenmeye başlayacakken patronumun "üniversitenin genel sekreteri seni over-qualified bulmuş, işe başlamadan önce onunla konuş ikna et, yarın da oryantasyona gelme" diyen sesini telefonun diğer ucunda duydum. Tabi bir işim de rast gitse ilk seferinde bu bloğu yazmama gerek kalmaz di mi? : ) acaba özürlü taklidi mi yapmam bekleniyor nasıl ikna edeceğim mi tam doğru qualificationlarda olduğumu diye düşünürken genel sekreterin dünya tatlısı hulusi kenter karakterli bir adam olmasıyla tüm düşünceler kafamdan uçup gitti ve spontane konuşmaya başladım. Galiba bu samimiyetiö de etkisini gösterdi ve işe alındığımı bildiren telefon akşam geldi !
Ve artık günler sayılı, iş kıyafetleri, evraklar, h,içi halledilmesi gereken işler derken bir hafta sonra işe başlıyorum !!!
Şubat ayında tez teslimimle başlayan stresli olduğu kadar beni sorgulamalardan sorgulamalara iten süreç sonunda nihayete erdi. Proje asistanlığı, o sırada yapılan kariyer.net, linkedin, yenibiriş başvuruları, tanıdıklar sayesinde haber alınan tekliflerle geçen 4 koca ay. Zaten ortalama 6 ay içinde iş buluyor insanlar demişlerdi ve sanırım bende bu istatistiği onaylayan bir grafik çizmiş bulundum.
Özetle Sabancı Üniversitesi'nin uluslararası ilişkiler ofisinden bir türlü gelmek bilmeyen cevabı karşılığında attığım mail akabinde taaa proje asistanlığımın başlangıcından itibaren çalışmayı kafama koyduğum yer olan İstanbul Uluslararası İklim ve Enerji Merkezi'nde görüşülme için çağırıldım. Zira ofisin seyahatleri dolayısıyla değerlendirme süreci aksamıştı. Neyse. Her şerde bir hayır vardır dedik. Dedik de yurtdışında olup hemen mülakata gidemeyeceğimi hesaplamamıştım. Neyse bir kolaylık yapıp ben döndükten iki hafta sonraya mülakat tarihi verdiler. Pazartesi gittiğimde meğer kariyer'deki mail adresime bugünün iptal olduğuna dair bir mail geldiğini öğrendim. Yerine gireceğim kızla konuştum bende, kendisi master tezini yazmak ve akademik kariyer yapmak adına işi bıraktığını söyledi. İşi de baya kötüledi, çok stresli olduğunu bir yıldır doğru düzgün tatil yapamadığını, komferans dönemindeki yoğunluklarını vs anlattı. Gerçekten bir kişinin üstesinden gelebileceğinden çok daha ağır işler olduğunu anlayıp tırstım. Sonraki gün patronumöa konuşup bir ekip kurulacağımı öğrenince biraz rahatladım ve işe ısındım. Bu pozisyona başvuran diğer üç kişiden biri de arkadaşım çıkmasın mı :) murphy kızı çizgimden çıkıyor muyum ne allahım ne mesudum çok şanslıyım derken tabiki olan olmaz mı olur. Sonraki gün oryantasyona gidip işi öğrenmeye başlayacakken patronumun "üniversitenin genel sekreteri seni over-qualified bulmuş, işe başlamadan önce onunla konuş ikna et, yarın da oryantasyona gelme" diyen sesini telefonun diğer ucunda duydum. Tabi bir işim de rast gitse ilk seferinde bu bloğu yazmama gerek kalmaz di mi? : ) acaba özürlü taklidi mi yapmam bekleniyor nasıl ikna edeceğim mi tam doğru qualificationlarda olduğumu diye düşünürken genel sekreterin dünya tatlısı hulusi kenter karakterli bir adam olmasıyla tüm düşünceler kafamdan uçup gitti ve spontane konuşmaya başladım. Galiba bu samimiyetiö de etkisini gösterdi ve işe alındığımı bildiren telefon akşam geldi !
Ve artık günler sayılı, iş kıyafetleri, evraklar, h,içi halledilmesi gereken işler derken bir hafta sonra işe başlıyorum !!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder