Baykal konusunda benim de toplumsal ve SİYASAL bilimler öğrencisi olarak söyleyecek iki çift sözüm var ama ondan önce son 2 saatte yaşadığım iki olayı aktarmak isterim sevgili okuyucu!
Pols 491 European Politics makalemi yazıyorum günlerdir, şükür 12. sayfadayım ve hoca 15-20 sayfa arası olsun kafi dediğinden bende 15.5 sayfa yazıp bırakacağım ;] neyse paraphrasing yapmam gereken yerler vardı bende bir a4 sayfasını laptop ekranımın üstüne koydum oradan baka baka değiştirip yazıyordum ki öbür sayfayı bitirip öbür sayfaya geçmem gerekiyordu peki ben ne yaptım? elime diğer sayfayı almak yerine mouse ile scroll yapıp sayfayı değiştirmeye çalıştım :] evet fazla laptuş-addict bir insan oldum biliyorum.
Yaklaşık 2 saat öncede yolda bildiğim tüm olumlu enerji dualarını ederek piano odasına ilerledim ve işe yaramış olacakki boştu, girdim çalmaya başladım tam Chopin Valse'in sonuna yaklaşmış kaptırmış kopmuş kendinden geçmiş çalarken, kapı çaldı kim bu münasebetsiz diye düşünürken birden kapı açıldı ve kapının kolunu az geçen boyuyla gözlüklü bir kız "çok güzel çalıyorsun" dedi, tşk ettim, kız daha notalarıma bakmadan dinlediğinden valse çaldığımı anlamış ve "benim 9 yaşımdaki bir arkadaşım da valse çalıyor" dedi. oo ne güzel sen neler çalıyorsun dedim "für elise sen biliyor musun?" dedi tabiki çalmak ister misin dedim, başını sallamasıyla tabureye oturması bir oldu ve başladı çalmaya, daha pedal kullanamasa da gayet keyifli bir dinletiydi, sonra hocası geldi tebriklerimi yarım bırakarak uçarak çıktı odadan. Duygulandım sanırım biraz, bende Für Elise parçasını o kızın yaşlarındayken çalmıştım, pedal öğrendiğim parçaydı. Burada bir gereksiz bilgi vermeden geçemeyeceğim, Beethoven adı üstünde bu parçayı Elise için bestelemiş, parça 4 bölümden oluşuyor; tanışma ki bu parçanın ana kısmı, aşk bu ise baya romantik ilerliyor, kavga-ayrılma ki baya sert stakatolarla destekleniyor bu bölüm ve sonunda tekrar ilk bölüm- tanışma. İlişkilerin seyrini güzel açıklamış gibi değil mi? Tanışırsın, tanıdıkça seversin, evet işte bu "the one" buldum galiba sonunda nasıl da benzioruz tü tü tü tü dağlara taşlara, "çatlasın düşmanlar benim de artık bir sevgilim var" naraları atmaya başlarız, aşkın doruklarındayızdır ama bu beynin önündeki cortex bölgesine kan gidememesi safrasını atlatırız ve kavgalar tartışmalar girer araya tüm o büyülü atmosfer puf! yok olur geriye kalan küllerde ise o ilk tanışmanın verdiği sıcaklık, keşfedilmemişlik ve gizemi kalır. Yazık olur ama böyledir işte.
Neyse bu kısımları fazla uzattım sanırım piano maceralarıma başka bir yazımda uzun uzun değineceğim bekleyin anacımm :]
Gelelim gündemdeki önemli meselemize Baykal'ın CHP'den istifası. Aldığım siyaset bilimleri dersi fikirlerime bilimsel bir altyapı kazandırdı ve partilerin "3 4 kez giden ama bir türlü gelmeyen demokrasi" ülkesi TR'de ne kadar parti içi demokrasiden yoksun olduklarını öğretti. Her şey resmen liderlere bağlı; parti listesinin sıralanmasından bakanların atanmasına kadar o kadar çok karar bir kişinin elinde ki...Haliyle bir liderin partiden tasviyesi o kadar kolay olmuyor. Tabi Baykal her ne kadar kabul etmese de ve bu durumda BİLE hükümeti komplo yapmakla suçlasada, 3. kez partiden istafa etti. Birazda bu ve bunun gibi örneklerin ülkemizdeki bolluğundan acaba bu bir blöf mü geri gelir mi Baykal yoksa bir devir kapandı mı? Kılıçdaroğlu mu gelecek CHP'nin başına, yıllardır duyduğum ah şu Baykal bir gitse CHP'ye kesin oy vereceğim lafları... hepsi aklıma üşüştü.
Liderler belgeselini izlediğimde Baykal'a biraz sempati duyduğumu saklamıyorum ama tabi bu Bill Clinton'ımsı durum özellikle TR gibi gelenekçi bir toplumda hoş kaçmadı şimdi. Parti içi demokrasiye ve liderin partinin önüne geçmemesine inanan bir insan olarak bu gelişmenin belkide CHP'ye yarayacağına inanıyorum. Ama kimi kandırıyorum ki, hala hukuk devleti olmaya '___' < şu kadar yaklaşamamışken, seçilenler oy verenlerin taleplerini çeşitli illegal yollarla karşılamaya çalışırken ve bu kadar kayırmacılık varken herhangi bir gelişmeden olumlu bir sonuç beklemek...
chp ile alakası yok bunun . suç sende bizde . analarımızda babalarımızda .trdeki 10 milyon sol parti sempatizanından bi tane Baykala rakip insan çıkamyor.1 tane akıllı insan da örgütçülük yapıp yandaş toplayamıyor. Bunu birtek Baykal'a bırakıyor.O da ne yapsın kimi zaman metresini kimi zaman da hemşerisini milletvekili yapıyor.
YanıtlaSilKendini partisine çıkarsız adayacak.Davasına sahip çıkacak bir aklı başında lider daha çıkmazsa daha çok bekleriz biz baykal gidecek zırvalarını
yazımda da belirttiğim gibi bizim partiler liderleri tarafından yönetiliyor, "beğenmiyor musun kardeşim git, istifa et o zaman" tavrı var ki, mantar gibi türeyen partilerin de sebebi bu, tabi köklü bir altyapıları olduğu için bizim %10 barajın altında kalıp kayboluyorlar...
YanıtlaSil