Merhabalar,
Blog yazmaya beni ne yönlendirdi acaba diye düşündüm bugün. Bunun kaynağı ise bir arkadaşıma evliliğe son dönemdeki olaylardan dolayı değil, kendimi bildim bileli karşı olduğumu kanıtlamak üzere bloğumdaki bir yazıyı örnek vermemdi. (ahanda 15 nisan 2010 tarihli belirtilen yazım )
Sonra son yazılarımı okumaya başladım ve bir isyan & bıkmışlıkla karşılaştım. Sanırım istediğim işi bulduğum için rehavete ermişim, büyük bir sıkıntı yaşayıp yazmaya yönelmemişim yaklaşık geçen ağustostan beri. Yani en güzel romanlar 1. ve 2. Dünya savaşları, büyük buhran vs gibi zamanlar. Şimdi de büyük bir sıkıntı içinde olduğumdan değil de yazın vermiş olduğu bir boşluktan yazıyorum sanırım.
Zira özellikle mart - nisan - mayıs aylarının nasıl geçtiğine dair bir fikrim yok. Çalıştığım kurumun yönlendirme kurulu fahri başkanı Fatih Birol'un IEA icra direktörü olması şerefine mart ayında çırağan'da bir kutlama resepsiyonu gerçekleştirdik. LCV'si, hazırlığı, inspection toplantıları derken baya bir yorucuydu. Baya üst düzey oldu, bakan ve eski c.başkanı geldi. Onun estirdiği hava sonrasında da 6. UA Enerji Forumu'nu gerçekleştirdik. Tabi yine üst düzey konuşmacılar ve katılımcılarla. Velhasıl baya stresli ve yorucu bir dönemi geride bırakıp İsveç modeli çalışma düzenine geçtik a.k.a. 3 gün çalışma 4 gün tatil !!! Tabi şu 3 ayda ertelenen tüm işleri halledebilmek adına baya faydalı oldu. Örneğin uzun zamandır ertelediğim diş hekimine dolgumu gösterme işini bu hafta halledebildi ve haftaya kanal tedavisine gidiyorum :O sonrasında da kaplama olacakmış. Bugün sosyal medyaya sormam sayesinde bulduğum (belki dünyanın en datlu) diş helimiyle tanıştım. Kendisi herhangi bir işlem yapmadan yarım saat kadar beni rahatlatacak şeyler anlattı, resmen öğrencisiymişim gibi. Umarım eli de dili kadar hafiftir :)
Geçen yaz yaptığım Orta Avrupa gezisi ve bu ayın başında bir nişan vesilesiyle gidip gezdiğim Konya'yla ilgili iki yazı yazmak var aklımda. Düzeltmeleri yapacağım kitap bitince galiba, ya da arada sırada küçük notlarımı birleştiririm. Her ikisi de baya ilginç geçen zamanlarımdı. Temmuzda yapacağım Frankfurt - Paris - Antibes - Nice gezisi gelmeden bitireyim hatta.
Bu yazıda neyi konu alayım peki? İş desem tıkırında gidiyor (thank god) hatta aramadığım halde işe girdiğimden beri yaklaşık 4 - 5 iş teklifi aldım bile. Ama şimdilik Türkiye'deyken bu işimde devam etmek istiyorum. Mesai saatinin geç başlaması, 5 civarı çıkmam, maaşım, patronum, çalışma arkadaşım, iş yerinin lokasyonu ve kendi güzelliği derken şikayet edecek herhangi bir şey yok gibi bir şey. Aslında bunu buraya yazmasam mı diye düşünmüyor değilim. Zira TR insanlarının %80'i işinden memnun değil. Ee %48'in asgari ücret aldığı bir ülkeden bahsediyoruz. Bu istatistikleri verirken geçmişte dönüp okurum diye buraya not düşeyim : yaklaşık 2 hafta sonra MV seçimleri var. Yine akp-chp-mhp partileri mecliste olur diye düşünülürken bir sürpriz de olacak gibi görünüyor. Parti olarak seçimlere girmeye karar veren hdp. Yani dünyadaki kendi sınırları olmayan en büyük azınlık kürtleri temsil eden siyaset biliminde 'single-issue party' olarak bilinen tüm politikaları tek bir temele bağlanan parti. Bu davası onun en büyük silahıdır. Bu davaya inanmış, hayat gayesi yapmış insanları hemen bu parti çatısı altında toplanır ve herhangi başka dişe dokunur bir çözüm / politika / yol üretmemesiyle ilgilenmez. Nitekim bu seçimde de kürtler ekseninde çıkıp azınlıkları merkeze koyup tüm politikalarını bunun üstüne kurmaya devam etmekteler. Tabi aç olan bir insana al sen bu kitabı çözümle demek ne kadar saçmaysa, temel kaygısı özerklik ya da azınlık haklarının arttırılması olan bir partinin birincil ihtiyaçları görmezden gelip ikincil gerekliliklere yönelmesi beklenemezdi. Neyse seçim ne getirir bilinmez. İddialara göre 3500 kişilik bir grup akp'nin seçimden %48 oy alması için uğraşacak. Benim koruyabileceğim tek bir sandık olacak. Umarım insanlar sorumluluklarının farkına varıp vatandaşlık sorumluluğunu yerine getirir, caddebostan'da biralı selfie paylaşmak yerine..
Zaten gelecek 3.5 senede herhangi bir seçim olmayacak.
Of siyaset de şişirdi içimi. Ama bir yandan da GoT beni çağırıyor =)
Haydin hayırlı ve mutlu anlar dilerim.