21 Nisan 2010 Çarşamba

amores perros & uncalı mezarlığı



Antalya'nın havasının bozuk olması belkide beni böyle kasvetli bir yazı yazmaya itti.
başlık biraz alakasız dursa da, dün izlediğim amores perros (Türkçe'ye aşklar & köpekler olarak çevrilmiş sanırım) ve bugünkü mezarlık ziyaretimi bağlamaya çalışacağım. Öncelikle filmi izlememiş olanlar için özetletini buldum:

Meksika şehrinde bir trafik kazası üç kişinin yaşamını yitirmesine sebep olur. Genç delikanlı Octavio, kardeşinin karısı Susana ile kaçmaya karar verir. Köpeği Cofi'yi kaçışlarına yardımcı olacak paranın elde edilmesine aracı olarak kullanırlar. Uysal bir sokak köpeği Cofi'den bir köpek dövüşlerinin değişmez şampiyonu olan bir canavar ortaya çıkarır. Kardeşinin karısı ile yaşdığı dokunaklı aşk üçgeni, yasak aşkın geri dönüşsüz bir yol haline gelmesiyle daha da karmaşıklaşır.

Bu arada, 42 yaşındaki Daniel güzel model Valeria ile birlikte yaşamak için ailesini terk eder. Yeni hayatlarını kutladıkları gün Valeria trajik bir kazada sakat kalır. Peki her şeye sahip olduğunu düşündüğü anda tüm hayatı birden bire değişen Daniel ne yapacaktır? Bu kaza ve sakatlık,aşklarını yıpratmaya başlar, artık aşklarının gerçek sınanmasıdır yaşanan.

Yıllarca hapis yatmış kiralık katil olarak çalışan eski komünist gerilla El Chivo kaza yerine geldiğinde Octavio'nun ölmek üzere olan köpeği Cofi'yi bulur, onu alır ve iyileştirir. Bu karşılaşma, onun acı dolu geçmişiyle başa çıkmasına yardımcı olacaktır.Cofi eski mutlu,sakin günlerine kavuşmuştur ancak artık gizli dünyasına sakladığı vahşilik ve şiddet,El Chivo'yu çok üzecek bir acı süprize sebep olur. El Chivo, Cofi ile ne kadar benzeştiğini görür, kafasına silah dayadığı Cofi'nin "ben bana öğretileni yaptım" bakışı ile kendi iç çatışmasını yaşar ve köpeği vuramaz. Ancak olayların akışı, seyirciyi bile hadi artık dedirtecek bir noktaya getirir.Sonrası, kendisini saklamış ve uysal bir hayat sürmüş eski komünist bir gerillanın diğer yüzünün sahneye çıkmasıdır ki bu kötüler için sonun başlangıcıdır.
(kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Parampar%C3%A7a_A%C5%9Fklar_K%C3%B6pekler )

aslında klasik bir senaryo 3 farklı hikaye bir yerde birleşiyor. Bu filme bu birleşme sahnesi en başta oluyor film ilerledikçe 3 bölüm ayrı ayrı gösteriliyor. Bu film hayatı sonsuz katmanlardan oluşan bir yapı olarak görmeme neden oldu, bizde bu katmanların birinde (ya da many worlds interpretation of quantum mechanics teorisine göre paralel pek çok katmanda) ilerleyen çizgileriz, ve çeşitli çizgilerle kesişiyoruz ve bazen onlarla paralel ilerlerken bazen o kesişim noktasından sonra yön değiştirip yolumuza devam ediyoruz. Bu hayattaki işimiz bittiğinde ise aşağı ya da yukarı düşüyoruz/çıkıyoruz düştüğümüz noktadan devam ediyoruz gene çizgi şeklinde (kulağa reinkarnasyon gibi geliyor sanırım ama illa bir isim vermek istemiyorum buna) Amores Perros'daki kaza sahnesinden sonra böyle bir çıkarımda bulundum işte.
Bugün babamın (manevi) mezarına gittiğimde değişik bir hisse kapıldım. doğumda ölen bir bebeğin mezarından, üstünde "hurilerin bol olsun" yazan bir gencim mezarına, "haklılık, bu dünyada işe yaramıyor" yazan bir polis memurunun mezarına değişik yazılar kabirler gördüm. Ve tabi Burhi'min mezarı... girmeden önce 2 demet karanfil aldım, kadın elime 3 tane turuncu kasımpatı tutuşturdu gittik mezarının üstüne yaydık. Biraz muhabbet ettim Burhimle, biraz sitemkardım gene 212 gün olmuş aramızdan ayrılalı inanılır gibi değil...Acaba nerede ne yapıyor şimdi? mutlu mu?
20 sene önce çizgilerimiz kesişmişti ve o kadar zamandır paraleldik ve artık yok..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder