11 Nisan 2010 Pazar

savsaklamaya başlamışım daha 4. bloğumda. neyse zor bir dönem geçiriyorum biraz onun sıkınıtısı var ama daha iyi olacağım bir hafta sonra evime gidiyorum ve damızlık gibi yatma eyleminin hakkını vereceğim anam babam tarafından besleneceğim deniz havası köpeklerim kedilerim derken kendime geleceğimi sanıyorum. Bu hafta 1 sınav bir ödev teslimi bir de sunumum var!
geçsin bitsin artık da gideyim diye bakıyorum.
muhabbet kralının 29 martta yayınlanan bölümünde konu aşktı ve benim kafamda serbest halde dolaşan aşk tanımları, bilgileri, tecrübeleri yağmur olup çeşitli kategori kutularına doluştu ve her şey daha net oldu kafamda. katılan bir psikiyatr'ın sözleri özellikle etkiledi beni, hayal edilenle karşılaşınanın farklı olması yani hayal kırıklığı ve Aragon'un "mutlu aşk yoktur" sözlerini çok güzel bir şekilde bağladı. biz karşımızdakinde onda olmayanı aradığımız için mutsuz oluyoruz, 1+1=1 yapmaya çalışıyoruz ama bu ne matematikte ne de gerçek hayatta mümkün. Her aşk atıflarla başlıyor, o dünyanın en yakışıklı erkeği/kadını, tam istediğim gibi bir insan.Bunların hepsi yalan oluyor. Hatta günümüzdeki aşk geçmişteki ilahi aşkın tezahürü olarak bile görülüyormuş. O zamanki o yüce duyguyu şimdi beşeri aşk ile tatmin etmeye çalışıyormuşuz. Aşk sonradan sevgiye dönüşüyormuş vs vs vs...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder